Kainat, şaşırtıcı ve hayranlık uyandıran gök cisimleriyle doludur. Güneş sistemimizin yıldızlarından ve gezegenlerinden, ötesindeki uçsuz bucaksız galaksilere ve kara deliklere kadar, görülecek harikaların eksikliği yoktur.
Bu yazı, en yakın yıldızlardan en uzak galaksilere kadar en büyüleyici göksel harikalardan kimilerini inceleyecek. Tarihleri, oluşumları ve evrendeki rolleri hakkındaki data edineceğiz.
Hal böyle olunca arkanıza yaslanın, rahatlayın ve evrenin harikalarına fanatik kalmaya hazır olun!
Güneş Sistemi
Güneş sistemi bizim evimizdir ve inanılmaz gök cisimleriyle doludur. Güneş, güneş sistemimizin merkezidir ve içerisindeki en büyük cisimdir. Gezegenler güneşin çevresinde tertipli bir halde dönerler ve tüm bunlar değişik boyutlarda ve şekillerdedir.
Güneş sistemimizdeki gezegenler Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür. Her gezegenin kendine has özellikleri vardır ve hepsini keşfetmek büyüleyicidir.
Gezegenlere ayrıca, güneş sistemimiz ek olarak uydular, asteroitler, kuyruklu yıldızlar ve meteoroidler ihtiva eder. Bu nesneler gezegenlerin ya da güneşin yörüngesinde rotatif ve tüm bunlar de evimiz dediğimiz kompleks ve güzel sistemin bir parçasıdır.
Samanyolu Galaksisi
Samanyolu, güneş sistemimizi barındıran galaksidir. Sarmal bir galaksidir ve milyarlarca yıldızdan doğar. Samanyolu ortalama .000 fer yılı genişliğindedir ve evrendeki en büyük galaksilerden biridir.
Samanyolu, kırmızı devler, mavi devler ve beyaz cüceler de dahil olmak suretiyle birçok değişik star türüne ev sahipliği yapar. Ek olarak gezegenler, uydular, asteroitler, kuyruklu yıldızlar ve meteoroidler ihtiva eder. Samanyolu keşfetmek için büyüleyici bir yerdir ve inanılmaz gök cisimleriyle doludur.
Kainat
Kainat, bütün galaksiler, yıldızlar, gezegenler ve öteki nesneler dahil olmak suretiyle mevcud her şeydir. Kainat engin ve gizemlidir ve hemen hemen keşfetmediğimiz sırlarla doludur.
Evrenin ortalama 13,8 milyar yaşlarında olduğu tahmin ediliyor ve hala genişliyor. Bilim adamları evrenin her biri milyarlarca star içeren milyarlarca galaksiden oluştuğuna inanıyor.
Kainat keşfedilecek büyüleyici bir yerdir ve inanılmaz gök cisimleriyle doludur. Kainat hakkındaki daha yeni yeni bir şeyler öğrenmeye başlıyoruz ve daha yapılacak oldukça sayıda şaşırtıcı bulgu olduğu için eminiz.
Antet | Özellikler |
---|---|
Göksel Harikalar |
|
Evreni Keşfedin |
|
LSI Anahtar Sözcükleri |
|
Arama Amacı |
II. Güneş Sistemi
Güneş Sistemi, Güneş’in ve yörüngesinde dönen sekiz gezegen, cüce gezegen ve birçok uydu, asteroit, kuyruklu star ve meteoroid benzer biçimde nesnelerin yerçekimsel olarak bağlı sistemidir. Güneş Sistemi, 4,6 milyar sene ilkin devasa bir moleküler bulutun yerçekimsel çöküşünden oluşmuştur. Kütlenin büyük çoğunluğu Güneş’te, geri kalanı ise gezegenlerde, cüce gezegenlerde ve daha minik nesnelerdedir.
III. Samanyolu Galaksisi
Samanyolu Galaksisi, Güneş Sistemimizi içeren bir çubuklu sarmal galaksidir. 200-400 milyar star ihtiva ettiği tahmin edilmektedir ve Yöresel Öbek galaksilerindeki ikinci en büyük galaksidir. Samanyolu Galaksisi ortalama .000 fer yılı kalınlığında ve ortalama 10.000 fer yılı kalınlığındadır.
Samanyolu Galaksisi, ortalama 13,6 milyar sene ilkin oluşmuş nispeten genç bir galaksidir. Başak Üstkümesi isminde olan bir feza bölgesinde yer alır. Samanyolu Galaksisi, minimum beş cüce galaksi tarafınca yörüngede tutulur: Büyük Macellan Bulutu, Ufak Macellan Bulutu, Yay Cüce Eliptik Galaksisi, Büyük Köpek Cüce Galaksisi ve Ufak Ayı Cüce Galaksisi.
Samanyolu Galaksisi, gökbilimciler tarafınca hala incelenen güzel ve kompleks bir nesnedir. Güneş Sistemimize ev sahipliği yapar ve Yöresel Galaksiler Grubu’nun mühim bir parçasıdır.
II. Güneş Sistemi
Güneş Sistemi, Güneş’in ve yörüngesinde dönen sekiz gezegen, cüce gezegenler ve oldukça sayıda uydu, asteroit, kuyruklu star ve meteoroid benzer biçimde nesnelerin yerçekimsel olarak bağlı sistemidir. Güneş Sistemi, 4,6 milyar sene ilkin devasa bir moleküler bulutun yerçekimsel çöküşünden oluşmuştur. Kütlenin büyük çoğunluğu Güneş’tedir ve kalan nesneler %2’den daha azını oluşturur.
V. Yıldızlar
Yıldızlar, kendi kütle çekimleri tarafınca bir arada tutulan ışıklı nesnelerdir. Gaz ve toz bulutlarının kütle çekimsel çöküşünden oluşurlar. En yaygın star türü, çekirdeğinde hidrojen yakan ana dizi yıldızıdır. Yıldızlar ek olarak kırmızı devler, beyaz cüceler, nötron yıldızları ya da kara delikler olabilir.
Yıldızlar önemlidir bundan dolayı yörüngelerinde dönen gezegenlere fer ve sıcaklık sağlarlar. Ek olarak hidrojen ve helyumdan daha ağır elementlerin oluşumunda da rol oynarlar.
Güneş bir yıldızdır. Güneş sistemimizin merkezidir ve Dünya’ya en yakın yıldızdır. Güneş bir ana dizi yıldızıdır ve ortalama 4,6 milyar yaşındadır.
Birçok değişik star türü vardır. En yaygın türlerden bazıları şunlardır:
- Anakol yıldızları: Bu yıldızlar çekirdeklerinde hidrojen yakarlar ve en yaygın star türüdür.
- Kırmızı devler: Bu yıldızlar ana dizi yıldızlarından daha büyük ve daha soğuktur. Çekirdeklerinde helyum yakarlar.
- Beyaz cüceler: Bu yıldızlar, yanmış yıldızların kalıntılarıdır. Oldukça yoğundurlar ve oldukça azca kütleye sahiptirler.
- Nötron yıldızları: Bu yıldızlar, kendi kütle çekimleri altında çökmüş yıldızların kalıntılarıdır. Oldukça yoğundurlar ve oldukça kuvvetli manyetik alanlara sahiptirler.
- Kara delikler: Bu yıldızlar o denli yoğundur ki, fer bile onlardan kaçamaz.
VI. Gezegenler
Gezegenler bir yıldızın yörüngesinde dönen gök cisimleridir. Çoğu zaman küresel bir şekle sahiptirler ve katı bir yüzeye sahiptirler. Güneş sistemimizde sekiz gezegen vardır: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün.
Gezegenler iki kategoriye ayrılır: karasal gezegenler ve gaz devleri. Karasal gezegenler minik ve kayalıkken, gaz devleri büyük ve gazlıdır. Karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars’tır. Gaz devleri Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür.
Gezegenler, bir gaz ve toz bulutu kendi yerçekimi altında çöktüğünde doğar. Bulut çökerken, daha süratli ve daha süratli rotatif. Bulutun merkezi sıcak ve yoğun hale gelir ve bir star oluşturur. Bulutun geri kalanı bir diske düzleşir ve gezegenler bu diskte doğar.
Gezegenler bizim için önemlidir bundan dolayı bizlere yaşanacak bir yer sağlarlar. Dünya, güneş sistemimizde hayatı desteklediği malum tek gezegendir.
Gökbilimciler devamlı olarak yeni gezegenler keşfediyorlar. Son yıllarda gökbilimciler Güneş dışındaki yıldızların yörüngesinde dönen binlerce gezegen keşfettiler. Bu gezegenlere dış gezegenler denir.
Gezegen dışı gezegenler önemlidir bundan dolayı gezegenlerin iyi mi oluştuğunu ve evrimleştiğini anlamamıza destek olurlar. Ek olarak öteki gezegenlerde hayat olasılığını anlamamıza da destek olurlar.
VII. Aylar
Ay, bir gezegenin yörüngesinde dönen naturel bir uydudur. Ay, Dünya’nın tek naturel uydusudur. Güneş Sistemi’nde 200’den fazla malum uydu vardır ve gelecekte oldukça daha çok uydunun keşfedilmesi muhtemeldir.
Aylar çoğu zaman kaya ve buzdan doğar ve çoğunlukla kraterlerle kaplıdır. Muhtelif biçim ve boyutlarda olabilirler ve gezegenlerinin çevresinde muhtelif şekillerde yörüngede dönebilirler.
Birtakım uydular gezegenlerine oldukça yakındır, ötekiler ise oldukça uzaktır. Birtakım uydular gezegenlerinin çevresinde gezegenin döndüğü yönde dönerken, ötekiler ters yönde rotatif.
Uydular, gezegenlerinin evriminde mühim bir rol oynayabilir. Bir gezegenin dönüşünü dengelemeye destek olabilir ve ek olarak su ve öteki kaynakların kaynağını sağlayabilirler.
Ayların incelenmesine selenoloji denir. Selenoloji nispeten yeni bir emek verme alanıdır, sadece giderek daha çok ay keşfedildikçe hızla büyümektedir.
Kuyrukluyıldızlar ve Asteroitler
Kuyrukluyıldızlar ve asteroitler, Güneş’in yörüngesinde dönen iki tür minik gök cismidir. Kuyrukluyıldızlar buz, toz ve kayadan doğar ve kuyrukluyıldızın Güneş’e yaklaşırken buzunun buharlaşmasıyla oluşan uzun, ince bir kuyruğa sahiptirler. Asteroitler kaya ve metalden doğar ve çoğu zaman Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri içinde bulunan asteroit kuşağında bulunurlar.
Kuyrukluyıldızlar ve asteroitler her ikisi de minik gezegenler olarak kabul edilir, sadece bileşimleri, yörüngeleri ve görünümleri açısından birbirlerinden oldukça farklıdırlar. Kuyrukluyıldızlar çoğu zaman asteroitlerden oldukça daha parlaktır ve Güneş’e yaklaştıklarında çıplak gözle görülebilirler. Öte taraftan asteroitler oldukça daha sönüktür ve yalnızca teleskoplarla görülebilirler.
Kuyrukluyıldızlar ve asteroitler, güneş sisteminin incelenmesi için önemlidir. Kuyrukluyıldızlar güneş sisteminin erken zamanı hakkındaki data sağlayabilir ve asteroitler asteroit kuşağının bileşimi hakkındaki data sağlayabilir.
IX. Kara Delikler
Kara delikler, yer çekiminin o denli kuvvetli olduğu uzay-zaman bölgeleridir ki hiç bir şey, hatta fer bile kaçamaz. Bir kara deliğin sınırına vaka ufku denir. Vaka ufkunun içerisinde, feza ve vakit o denli çarpıtılmıştır ki hiç bir şey hiç dışarı çıkamaz.
Kara delikler bir star öldüğünde doğar. Bir star öldüğünde kendi yerçekimi altında çöker. Star yeterince büyükse, bozgun bir kara delik yaratacaktır.
Kara delikler görünmezdir, bundan dolayı fer yaymazlar. Sadece kara delikleri kütle çekimsel etkileriyle tespit edebiliriz. Kara delikler etraflarına madde çekebilir ve bu madde ışınım yayabilir. Bu radyasyonu tespit edebilir ve kara delikleri incelemek için kullanabiliriz.
Kara delikler büyüleyici ve esrarlı bir olgudur. Bilim adamları hala onlar hakkındaki bir şeyler öğreniyor ve bilmediğimiz oldukça şey var. Sadece kara delikler evreni anlamamızın mühim bir parçasıdır.
S: Gezegen ile star arasındaki ayrım nelerdir?
A: Gezegen, bir yıldızın çevresinde dönen gök cismidir; star ise fer ve sıcaklık yürüyerek gün ışığı bir gaz topudur.
S: Güneş Sistemi’nde kaç gezegen var?
A: Güneş Sistemi’nde sekiz gezegen vardır: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün.
S: Evrendeki en büyük nesne nelerdir?
A: Evrendeki en büyük cisim, Samanyolu Galaksisi’nin merkezindeki süper kütleli kara deliktir.
0 Yorum